SIĞINMACI ARAPLAR PATLAMAYA HAZIR BOMBA GİBİ…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan hemen 1 yıl sonra, uluslararası hukuka dayalı antlaşmalarla teminat altına alınan “BÜYÜK MÜBADELE” ile ve 1950’li yıllardan başlayarak 40 yılı aşkın bir zaman diliminde, çeşitli Balkan ülkelerinden büyük çoğunluğu “ TÜRK SOYLU” olan insanlarımız irili ufaklı dalgalar halinde Trakya ve Anadolu’ya göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Bu göçler sebebiyle çocuk, kadın, genç ve yaşlı çok sayıda kaybımız olmuştur.
Türkiye Türkleri göç eden kardeşlerine evini, barkını, bağını-bahçesini ardına kadar açmış, atalarının kanından gelen büyük konukseverliği ile onları kucaklamış, aşını ve işini paylaşmıştır.
Balkan göçüne kıyasla Kafkasya, İran, Irak, Suriye ve Türkistan coğrafyalarından da daha az sayıda gelen “TÜRK SOYLU” göçmenler aynı sıcak konukseverlikle karşılanmış, Devlet-Millet el birliğiyle aş, iş ve yurt edinmeleri sağlanmıştır.
Bu büyük insanlık faciası karşısında kendilerini uygar zanneden ve fakat bizim vahşi olarak tanımladığımız batı devletleri sessiz ve seyirci kalmıştır.
Devletimiz ve Milletimiz, bu zor durum karşısında vahşi batılı ülkelerden yardım talep etmemiş ve onlara avuç açmamıştır.
Türkiye’ye göç eden bu “TÜRK SOYLU” insanlar, ülkemizde TÜRK nüfusunun artmasında, kalkınma ve sanayileşmemizde, ticaretin Türkleşmesinde, sanat ve kültür hayatımızın zenginleşip gelişmesinde büyük fayda ve katkı sağlamışlardır.
10 yılı aşkın bir süredir devam eden ve ne zaman biteceği belli olmayan Suriye iç karışıklığı bahane edilerek, büyük çoğunluğu araplardan ve arap çingenelerden oluşan milyonlarca sığınmacı, ülkelerinde can güvenliği olmadığı gerekçesiyle aynı ırktan olan komşu arap ülkeleri yerine -ki bu komşu arap ülkeleri bunların çoğunu reddedip kabul etmemiş iken- Türkiye sınırlarına dayanmıştır.
Mevcut iktidarın ise sığınmacıların görünürde insani gerekçelerle, zahiride maddi çıkarlarla hudutlarımızdan geçmesine göz yumması ve ileride telafisi mümkün olmayan dert ve sorunları milletimizin ve devletimizin sırtına yüklemesi, yenilir yutulur bir büyük handikap değildir.
Ve affedilmez bir büyük gaflet ve hatadır.
Bunu fırsat bilen PKK, YPG, DEAŞ gibi terör örgütleri, Türkiye’nin yüzlerce kilometrelik güney ve doğu sınırlarını tehdit etmeye başlamış, vahşi batılı güçlerin desteği ile içeride ve dışarıda Türkiye’yi bölüp parçalamaya çalışmaktadırlar.
Kahraman Türk ordusu ve güvenlik kuvvetlerimiz şehitler verme pahasına vatan sınırlarımızı savunmaya ve bu hain planı bozmaya gayret etmektedirler.
Yurt içinde ise Suriye’den gelen arap sığınmacıların;
-Halkın genelinde oluşturdukları rahatsızlık,
-Türk toplumu içindeki huzursuzluğu arttırmaları,
-Türk kültür ve ahlak yapısını bozan davranış ve ahlaksızlıkları,
-Tüm şehirlerde suç oranlarını artırmaları,
-Türk vatandaşlarının yerine kayıt dışı çalışmaları nedeniyle işsizlik ve istihdamın Türk gençleri aleyhine artması,
-Sayılarının orantısız artmasından dolayı aleyhimizde yaşanan olumsuz nüfus değişimi,
Ve daha birçok olumsuz gelişmelerle alakalı iktidarı defalarca uyarmamıza rağmen, iktidar tehlikenin büyüklüğünü anlamamak zafiyetini göstermeye devam etmektedir.
Hatta Suriye’den gelen on binlerce arap’a Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verdiğini Türk Milleti’nin gözünün içine baka baka resmi ağızlardan ilan etmektedir.
Türk Devleti ve Milleti’nin bu iyiliksever, yardımsever ve “KONUKSEVER”liğinin Suriye’den gelen araplar tarafından kötüye kullanıldığını, istismar edildiğini ve iktidarın da buna çanak tuttuğunu bilerek;
Ve Öncelikle Türk Milleti’nin menfaatleri ve hakları, insan hakları ve özgürlükleri göz önünde bulundurularak;
DİYORUZ Kİ..
• Kendi arzu, irade ve istekleri doğrultusunda çocuklar, kadınlar ve 65 yaş üstü Suriye’den gelenler misafirimiz olarak kalıp, – gitmekte serbest olmaları,
• Bunların dışında kalan Suriye’li arap sığınmacıların tamamının en geç 1 yıl içinde kendi memleketlerine gönderilmeleri,
• Türkiye’mizde açtıkları kaçak işyerlerinin mühürlenip, ivedilikle kapatılmaları,
• Türk soylu olmayan ve yakın zamanda ülkemize kaçak giriş yapmış yabancılar için de aynı uygulamanın yapılması
Hususlarında Ötüken Birliği Partisi olarak Devletimizi göreve çağırıyoruz.
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN.
ÇAĞATAY KORKUT KÖRÜKLÜ
ÖTÜKEN BİRLİĞİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI
10-05-2022