
Yüzyıllarca TÜRKLERE vatan olmuş bugünkü sözde UKRAYNA coğrafyası, KIRIM yarımadası da dahil olmak üzere DEŞT’İ KIPÇAK yani KIPÇAK BOZKIRI denilen KIRIM TÜRK HANLIĞI yaklaşık 200 yıl önce Ruslar tarafından işgâl ve istilâya uğramış, TÜRKLER katliam, tecavüz, sürgün ve soykırım şeklinde bu topraklardan yok edilmeye çalışılmıştır.
1990 yılından itibâren Asya’nın ve Sibirya’nın derinliklerine sürülen TÜRKLER, çok zor şartlarda ve imkânsızlıklara rağmen Anavatanları KIRIM’a ve sözde UKRAYNA topraklarına on binler halinde geri dönmeye ve yokluklar içinde yerleşip tutunmaya başlamışlardır.
Karadeniz yaklaşık 400 yıllık bir TÜRK GÖLÜ iken, bugün yeni RUS ÇARLIĞINA soyunan PUTİN ‘in tek adam idâresinde RUS GÖLÜ haline, bütün dünyanın ve en önemlisi TÜRKİYE’nin şaşkın bakışları altında ve etkili hiçbir önlem alınmaksızın getirilmeye çalışıldığı apaçık ortadadır.
Bu durum bir gözdağı şeklinde ASYA’daki TüRK DEVLETLERİNİN yakın gelecekteki TAM BAĞIMSIZLIK ve hattâ TAM BİRLİK özlem ve hayallerine gölge düşürebileceği gibi, aynı zamanda 17 milyon km² RUSYA FEDERASYONU coğrafyası içindeki 40 milyon Rus’un, 100 milyonluk kardeş TÜRK topluluklarının da ÖZGÜR ve BAĞIMSIZ yaşama, boyunduruktan kurtulma ülkülerine de zarar vereceği anlaşılmaktadır.
Türkiye başta kendi güvenliği olmak üzere bütün TÜRK DÜNYASININ Rus tehdidi altında olduğunu, ne NATO’ya, ne ABD’ye, ne de BM’ye sonsuza kadar güvenemeyeceğini bilerek ve hesap ederek ‘’NE ŞİŞ YANSIN, NE KEBAP” dış siyasetinden vazgeçerek, Ordusu ve Milleti ile birlikte “GÜÇLÜ DEVLET, MİLLİ İKTİDAR” hedefine bir an önce yönelmelidir.
Tanrı Türk’ü Korusun.
ÇAĞATAY KORKUT KÖRÜKLÜ
ÖTÜKEN BİRLİĞİ PARTİSİ
GENEL BAŞKANI